14 Aralık 2008 Pazar

Yalnız/lık Tınıları..

Yalnız/lık Tınıları
Tutsam şimdi hayatı boşaltsam
kalpten kalbe nakliyat var mıdır
tüm kırılmışlıklarımı taşıyacak ...

kaptan en yakın yalnızlığa çek !

yaşamın bodrum katına kapattım kendimi
burada ışık yok../..ışığa kara düşürenler de
demir parmaklıklı camın ardında
gelen geçen renkli pabuçları izliyorum
hangisinin yere vuran gölgesi birleştirebilir
parçalanmış duygularımı

afedersiniz sizi bir yerden tanımıyor olabilir miyim ?

kim dokunduysa bir yara izi
öğrenmiştim oysa sakla(n)mamayı
üzerini örtmeyince
daha çabuk kapanıyordu yaralarım../..kabuk bağladıkça kanattılar

peki sen anne
nasıl mutlu olabildin dünyaya gelişime
ah! mutlu sonlar değil mi
içimdeki Pollyanna can çekişiyor
hiç bir son mutlu değildi kandırdım seni
üzülme diye hiç söyleyemedim
üzüldüm anne, üzdüler
buranın iyi bir yer olmadığına artık eminim
bir kondon artığında çürümeyi yeğlerdim
hiç başlamadan bitseydi yaşam
şimdi alsan beni tekrar içine, saklasan

yıldızların gizlenecek yeri var mıdır ?

iki elini ensesinde birleştirmiş yalnızlık
uzanıyor karşımda
bir yandan keyf-i alem ıslıklar çalarken
fırlattığı haylaz gülümsemeler
yapışıyor yaşama silik ruhuma

örümceğin ördüğü ağdan sızan
yalnızlığa ince telli vuruşlar çınlıyor odada
nasıl da ustaca çiziyor yolunu

Tanrı'm kader dediğimi baştan yazabilir miyim ?

ölümün bemolü yaşamın diyezine çalıyor
yıldızlar tutanak tutarken toprağa
tüm repliklerim düşüyor../..kim kaldırır
yaşarken öleceğimi fısıldarken
ölürken yaşayacağımı kim soyleyebilir
sığınabilecegim bir tek hikaye kalmamış

boş yeri olan bir masal var mı bildiğiniz ?

suskunluğum büyüdükçe
kalp atışlarımın aksak titrek sesi çoğalıyor
şarkıdan kaçan kupa kızı kendini asarken
sinek vızıltısı bile yok ortada../..değil sinek valesi
beni içine çektikçe zevkten dört köşe olan
paytak bacaklı bir ****** şimdi sessizlik
içimden şiirler geçiyor../..tutamıyorum
bir şairin kemikleri sızlarken
suskunluğuma gömün beni

tek başıma ölmemeyi becerebilir miyim ?

çatlamış dudaklarım arasından süzülüp
düşen gözyaşlarımı ay ışığında kurutuyorum
kemirgen bir uğultu yükselirken
karanlığın yitik kasvetinde
küfürbaz, sarhoş, salyalı zamanın ağzını kırıyorum
saatler yok artık../..akrep - yelkovan serbestsiniz
boş saksılara umutlar dikerken
ürperiyor yalnızlığın pervasız dili

yalnızlık çek ellerini üzerimden !

ilk kez kalem tutuyor gibi ellerim
üzerime devrilen kimsesizlik enkazında
buruşuk bir peçeteye yazıp versem
yeniden söyler mi hayat şarkımı
iliklerime kadar soyundum sana hayat
bekaretini aldığın duygularımın günahı boynuna

kaptan yalnızlığın uğramadığı ilk durakta indir beni !
rotasız bir gecede Tanrı'nın etekleri altına sığınıyorum ...

Hiç yorum yok:

Kes Sesini Yüreğim..Sus..Sus İşte...