[ Savruk satırlarda aşk provaları yapan kopuk ruhlu kadın(lığım)'a..]
Yorgun, yılgınım.. Arada bir yoklayan, nefretle harmanlanmış sancı nöbetlerim!
Bırakmıyor yakamı sözlerin!
Aşka adanmışlığını gözledim, hiç yoktular.. Aşktan eser yoktu gözlerinde.. Soğuktular.
Orada, karşımda iki kara delik, öylece donup kaldılar.. Düştüm işte, dibi en kara kuyuydular..
Nasıl oldu da düşlerime dokunmadan, yıkmadan, kandırmadan durabildin bunca sene, aklım almıyor.. Ve neden sonra hepsini üç güne sığdırdın, onu da anlamıyorum.
Topyekün küskünüm sana.. Bundan suskunum! En çok ruhum yaralı..
Birgün geçeceğini umarak, biraz seni , en çok da kendimi kandırarak uyuttum içimde aşk dediğimi. Rahat vermedin uykularıma, uyan dedin, uyan ve yan!
Vakti geldi, dün döktüm içimi. Ağladım ya omzunda, dökülenler kopuk ruhumun parçalarıydı hani..O bir türlü anlam veremediklerin, aşk provalarımdan artakalan, arda kalanlardı.. Sancım bunaydı, gebeydim sonun başlangıcına ve doğum sancısı çekiyordum..
Sense daha çok yaktın canımı, arsızca. Daha çok koparttın çektikçe eline gelen kadınlığımı..
Savruk satırlarda aşk provaları yapan kopuk ruhlu kadınlığımı yaraladın.. Görünce ne çok kanadığımı, kıyamadın.. Sarıldın, sardın, sardıkça kanattın.. Dokundukça acıttın..
Kırdın, dağıttın, parçaladın..
En çok da yağmaladın..
Kızmadım hiç sana, kızamadım..
Lakin verdiğin kadarını alsaydın böylesi ağlamazdım..! :/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder