29 Kasım 2008 Cumartesi

Hiç Yapmamam Gerektiği Gibi..

Sen gidiyordun ve ben yalnızca bakıyordum… Acının kaynağına yalnızca bakıyordum, görüyordum, duyuyordum ama bir şey yapamıyordum. Dur demek istiyordum ancak demiyordum.. Diyemezdim.. Bu birliktelik an be an birbirimizi eritip bitirirken devam etmenin ne faydası var ki?

Hep bir şeyler kopmuştu hayatımdan. Bir şeyler koparmıştım hayattan ve bir şeyler koparıyordu şimdi beni hayattan. Düşünmekte diğer her şey gibi ağır gelmeye başlamıştı artık. Bir gün biteceğini bilsem de sıkıntıların (ölümle) yine de kurtulamamıştım, kurtulamıyordum ve kurtulamayacaktım, farkındaydım hayatın…

Yollarda ararken bulamadığımı üşüyen kalbim anlatıyordu, vücudumun bütün isyanına rağmen. Soğuk dedim, çok soğuk. Isınmalıydım ve ısıtmalıydım kendimi, ruhumu, yüreğimi. Küçük bir kayıkla girdiğim fırtına geçeli çok olmuştu ama güneş hala yoktu ortalıklarda, beni koruyacak. Yüreğim yanıyordu fakat soğuktandı. Bir şeyler yapmalıydım kendim için, ısıtmak için buz tutan yüreğimi, bir yağmurdan bile koruyamadığım…

Yine sen vardın olmaman gereken yerlerde. Her bitti dediğimde bir başka şekilde çıkıyorsun karşıma ve her seferinde daha bir karıştırıyorsun aklımı, kalbimi, hayatımı. Gerçeğinden kendisini kıskandırarak bakıyorsun bulaştığın her rüyada ve ben daha da özlüyorum hiç yapmamam gerektiği gibi, senin hiç gelmemen gibi hani.

Sadece hatırlamak istediğim yerleri kaldı şimdi, uzun olduğu kadar çabuk biten bir gecenin ve sonrasında yakamı bir türlü bırakmayan bir alacakaranlık ertesinde. Yatağımda öylece uzandım, kalbimin bütün ağırlığı kalbime vururken ve bırakırken bütün benliğimi bir yastığın üstüne usulca, düşündüm düşlediğim her bir şeyi tekrardan. Çıkamadım içinden yine kaybolduğum derin karanlıkların. Çünkü göremiyorum artık, senin söndürdüğün o ışığı; bulamıyorum işte, senin kaybettiğin o mutluluğu.

Hiç yorum yok:

Kes Sesini Yüreğim..Sus..Sus İşte...