Bir an gelir, yaşadıklarının tamamını kendinin uydurduğunu anlarsın. Bir an gelir, mucize diye bir şeyin olmadığı dank eder kafana. Yaşadıklarının sihir olmadığını anlamak mı daha zordur, artık sihirli olmayan bir dünyada yaşamak mı bilemezsin. Altından zannettiğin her şeyin buzdan olduğunu fark edersin hızla erimeye başladığında… Her şeyin göz kamaştıracak kadar parladığı günler geride kalır, elinde sadece gerçekler…
Seni sevdiğimde senin bambaşka olduğunu sanıyordum.Sıcacık yüreğinle beni sarıp sarmalayacağını, beni koruyacağını sanıyordum. Senin yıllarca beklediğim, özlediğim, sevdiğim, hayallerimde bir türlü bir yere koyamadan el üstünde taşıdığım o adam olduğunu sanıyordum. Seni sevdiğimde sonsuza dek ellerimden tutacaksın sanıyordum.
Sonra anladım ki, ben sadece sanmışım. Sadece ben yaratmışım bunları.
Seninle yaşadığım hayatı ben kendime abartmışım.
Her şeye değeceğini düşündüğüm yaşamım ve bir yaşama değeceğini düşündüğüm aşkım paramparça ellerimde. Hangi parçasını tutsam yüreğimi kesiyor. Nefret etmek istiyorum senden. Nefesimi kesen sevginden kurtulmak istiyorum. Gitmek istiyorum bu dünyadan. Ölmek istiyorum. Senin içimde eriyip gittiğin gibi, eriye eriye yok olmak istiyorum.
Bir şeyleri değiştirmek isterken kendimce, yine sadece istiyorum. Hiçbir şey yapamıyorum. Hayatımın hiçbir cümlesine sokmadığım “keşke” ler sarıyor yaşantımı. Keşke bu kadar sevmeseydim seni…
Belki o zaman…
Belki.
Ben kardan bir adam sevdim gülüşü şapkasının altında saklı
Elleri ceplerinde
Çocuk kahkalarıyla örülü bedeninde ateşten kor yüreği
Ben bu kış bahar hiç gelmez sandım
Bir sabah uyanınca güneşle dünyam başıma yıkıldı
Ne kar vardı, ne kardan adam
Artık sadece hayali vardı anımsadıkça ayazı yüreğimi yakan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder