26 Ocak 2009 Pazartesi

Öyle Gel Ki..

Gel ki
Uyansın papatya kokulu sevinçler
Uyansın buzların altında kalan neşeler
Zorlu bir esaretin, özgür çocuğu eyle yüreğimi
Bir şair canlansın yanmış şiirlerin küllerinden
Öyle gel ki, ben “şair-i Anka” olayım
Gökyüzüm sen ol

Gel ki
Bir deli tay gibi şaha kalksın yüreğim
Sıkıca kavra koşumlarını, vur en dik yamaçlara
Vur ki varsın koşmanın tadına
Gelirsen, yorgunluk ne ki?
O dur dese de sen durma
Öyle gel ki, anlatma, sorma
Ruh yüzüm sen ol

Gel ki
Canlansın ölmeye yüz tutan menekşeler
Canlansın göğün solan renkleri
Gel ki seninle dolsun hepsinin ilikleri.
Yağmursuz belirsin gökkuşakları
Güneş gözlerime, gözlerim yıldızlara kardeş olsun
Öyle gel ki suskunluklar kahrolsun
Avazım sen ol

Gel ki
Yıkılsın bütün avuntu çıkmazları
Gülümsesin içimde ki ağlayan çocuk
Gülüşü, hüzün sarmış akşamsefalarına dokunsun
Akşama, sabaha neşe saçsın
Olmaz deme sakın
Öyle gel ki, gelişin bütün kapıları açsın
Can özüm sen ol

Gel ki
Gelmez diyenlerin gözlerine bakıp
Bütün inançsızlıkları yıkayım
Sussun bütün vesveseler
Yüreğimde gizlediklerim görünsün
Öyle gel ki aydınlık yücelsin; karanlıklar sürünsün
Beyazım sen ol

Öyle gel ki
Gökyüzüm sen ol
Öyle gel ki
Ruh yüzüm sen ol
Öyle gel ki
Avazım sen ol
Öyle gel ki
Beyazım sen ol
Öyle gel ki dönüşü olmasın

Hiç yorum yok:

Kes Sesini Yüreğim..Sus..Sus İşte...