Yoksul bir akşamdı kabul et.
Bilirsin işte dövüşen mevsimlerin rüzgarlarıyız. Yalvarışlar sefillik, vazgeçememek aptallık. Hiç olmamışlığımız ise nadide bir masa süsü şimdilerde.
Saygısız bir seyirdeyim pencere kenarında. Bilincim hayalinin her anını yakalamakla meşgul. Olana bitene ise anlam vermek çok zor. Seni düşüneyim de ellerim üşüsün mümkün değil. Arkadan arkadan anlatıyorsun seni katre katre yakanları. Sen yandın, yanıyorsun.
Mükemmel olmalı bu gece, sana yardımcı olmalıyım. Dinliyorum seni ödünç aldığım can kulağıyla. En uğrak durağıyken kayboluşların ve hiç varolmamışken ben, sana gölgelerin dahi mavi olduğu bu yoksul akşamda varolmayı tarif edeceğim.
Odanın ışığını rica edeceğim senden
Karanlık can sıkıntısı
Büyük sıkıntı
Yıllar önce seni beyazlatan eşini anımsatsa da bu loş hava, sana 4/4'lük bir ayrılık şarkısı ezberleteceğim bu gece. O'nu her aklına getirdiğinde genizden söyle diye...
Günahların ortak sevapların hiç olmadığı bu gece biraz daha karanlık. Ayyuka çıktı artık tüm geçmişin. Anlatıyorsun yine biraz biraz. Beş ay diyorsun, önce diyorsun, yine sevdim diyorsun. Bense hali hazırda bir yığıntıyı seyirdeyim hala. Ama bu geceyi unutmaman için, bu geceyi en mükemmel gece olarak anman için elimden geleni yapıyorum. Yardım ediyorum sana...
"... bunları sana anlatmamalıydım belki..." diye sürüp giden cümlen geceyi noktalıyor. Işığı rica ediyorum tekrardan. Bu sefer karanlığa gömülmek daha güzel. Sağlamanı yaptım ben.
"Hiç olmamışlığımız + olma ihtimalimiz / anlattıkların = sensizliğin tam ortası"
Şimdi uyumalısın
Uyanmamazlık etme sakın
Birazdan güneş doğar
Gün biter
Uzar gider hayaller
Ben güneşi karşıladım
Hem gün aydınlandı
Hem dün
Dünaydın sevgilim...
İrfan Kurudirek
1 yorum:
Teşekkür ederim, daha güzel günlere.
Yorum Gönder