Göğsümün üstünde kara bi leke adın.. Artık sadece güncemde,(s)aklımdasın..
Hani ay doğar ya geceye, öyle karanlık kuyularımdasın..
Adımı "eski" ye gömdüğümden beri.. Çok olmadı, bir kaç gün evvel daha.. Bilirsin konuşamam uzun cümlelerle.. Hep yarım, hep kesik kesik.. Öyle yaşamaya alışmıştım ya yanında, ondan belki de!
'Kal yanımda' dan başka anlamlı cümlem olmadı benim, sen her gitmeye yeltendiğinde.. Notalarım vardı, duymadın. Kan sızan kesiklerim vardı tenimde gizli.. Gizli saklı yaşamadım da senden, bilmeye dedim canıma batanları, görmeye!
Ama, artık vaktidir.. Biline, görüle! Bak, yaktın canımı! Ucundan değil, en ortasından değdirdin ateşe..
Suç bende! saymadım hiç canıma batırdıklarını.. Koparıp aldıklarını, yakıp yıktıklarını, ardında bıraktıklarını bile saymadım..
Oturup ağladım en çok, kokunun başında.. Ne çok hemde, ahh ne çok.. Bari o gitmeseydi, kalsaydı tenimde.. İnanamadım bittiğine..
Uyumadım hiç. Uyanmak var ya, olmadığın bi odaya, odama senle dolmayan bi güne uyanmak var ya.. Eziyetti, çekmemek için uyumadım..
Şimdi, bu içimde sızlayan, durmadan ağlayan;feryat figan yokluğunu nasıl büyütürüm ben? Hiç de anlamam ki dilinden.. Sen susmasaydın, gittiğin yolda olsaydın peşin sıra geldiğimde, büyürdüm de büyütürdüm de ama.. Uyandım işte..
Olmadığın,olmadığımız, eksik, kesik kesik ama uzun, upuzun bi sabaha uyandım.. Güneşten yoksun bi bahar günü.. Kabusum oldu kollarınsız uykular!
Odamın ortasında oturuyorum hala.. hala bıraktığın gibi yanan bir kor içim.. Elimde fotoğraflar.. En çok da biri doldu gözlerime, an gibi hala..
Yollar.. Ardımıza dönüp baktığımız yollar, yollarda dondurduğumuz anlar..
Üç beş fotoğraf karesi, onulmaz bi ten kokusu, yollar, ayışığı, karanlık.. Bunlarmış yokluğun. Az az kesip, çok çok kanatır gibi..
Bu sabah ışıksız bir güne uyandım ben. Yaşıyorum işte, gör diye..
Ama biline; görüle! Sadece uyandım,sadece içime...
aLeoram
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder