Öyle bir düştüm ki senden düşlerim de düştü, Kanadı dizlerim…
Sahte masal dünyamın uçarı oyununda kaybettim masumiyeti
Tutunmaya çalıştığım bütün dallarımı kırdım bir bir,
Kırıklarını topladım sonra sevda dizelerimin…
Gözlerime çöken hüznün damarları,
kök saldı bedenimin yosun tutan turkuazında
Ve ben hala bir çocuktum aslında,
Bir türlü büyümeyen yada göze alamayan büyümeyi
İçimde bir yerlerde, ruhumun en dişi derinliklerinde bir çocuk
Katledilen, her soluğumda can çekişen,
En masum günahların bir kordon misali bogazına dolanmasıyla yitip giden…
Ruhum şimdi bir puzzleden farksız
Deforme olmuş ve kayıp birkaç parçası,
Önsözü asla olamayan yitik bir muamma kitabı,
Hücrelerime işleyen tutsak bakıslarından çalıyorum dudaklarımı…
Öyle bir düştüm ki senden düşlerim de düştü,
Kanadı ellerim…
Kaç şarkı küf tuttu karaya vuran intihar siluetimde,
Beyninin kıvrımlarından süzülüp silindim en büyük tufanında aşk haritasının
Kaç şiir yandı teget gecen avuçlarımızın kanayan boşluğunda,
Çıkmaz sokakların
Antik kaldırımlarında büyüttüğüm sürgün yüregimi çöplüğüme gömdüm…
Bu gece ben sağnak sağnak ölebilirim kan kaybından
Yada çocuk yanımın vurulduğu yerden tekrar geçebilirim
Soyunup geceye, sensizlikten vurgun yemiş ben’i boşluga bırakabilirim…
Oysa şifresini kırıp hayatımın bir romanı baştan yazabilmek isterdim
Gözyaşlarımı içime akıtıp yüregimi yeniden filizlendirebilmeyi,
Ne çok isterdim küllerinden dogan sarhoşluğumla
Çarpmadan duvarlarına bedeninde hüküm sürebilmeyi,
Yalnız benim dediğin semalarında süzülebilmeyi…
Öyle bir düştüm ki senden düşlerim de düştü,
Kan ağladı gözlerim…
Ve sen, önce planını yaptın asi cinayetinin
Ve sen, sonra gittin.
Giden için kalmakmı zordu,
Kalan için unutulmakmı!
Giden için aşkmı zordu,
Kalan için yaşamakmı!
Seni kaç kez yaşattım bende
Beni kaç kez öldürdün sende
Öyle bir düştüm ki senden düşlerim de düştü,
Kanadı yüregim…
Sahte masal dünyamın uçarı oyununda kaybettim masumiyeti
Tutunmaya çalıştığım bütün dallarımı kırdım bir bir,
Kırıklarını topladım sonra sevda dizelerimin…
Gözlerime çöken hüznün damarları,
kök saldı bedenimin yosun tutan turkuazında
Ve ben hala bir çocuktum aslında,
Bir türlü büyümeyen yada göze alamayan büyümeyi
İçimde bir yerlerde, ruhumun en dişi derinliklerinde bir çocuk
Katledilen, her soluğumda can çekişen,
En masum günahların bir kordon misali bogazına dolanmasıyla yitip giden…
Ruhum şimdi bir puzzleden farksız
Deforme olmuş ve kayıp birkaç parçası,
Önsözü asla olamayan yitik bir muamma kitabı,
Hücrelerime işleyen tutsak bakıslarından çalıyorum dudaklarımı…
Öyle bir düştüm ki senden düşlerim de düştü,
Kanadı ellerim…
Kaç şarkı küf tuttu karaya vuran intihar siluetimde,
Beyninin kıvrımlarından süzülüp silindim en büyük tufanında aşk haritasının
Kaç şiir yandı teget gecen avuçlarımızın kanayan boşluğunda,
Çıkmaz sokakların
Antik kaldırımlarında büyüttüğüm sürgün yüregimi çöplüğüme gömdüm…
Bu gece ben sağnak sağnak ölebilirim kan kaybından
Yada çocuk yanımın vurulduğu yerden tekrar geçebilirim
Soyunup geceye, sensizlikten vurgun yemiş ben’i boşluga bırakabilirim…
Oysa şifresini kırıp hayatımın bir romanı baştan yazabilmek isterdim
Gözyaşlarımı içime akıtıp yüregimi yeniden filizlendirebilmeyi,
Ne çok isterdim küllerinden dogan sarhoşluğumla
Çarpmadan duvarlarına bedeninde hüküm sürebilmeyi,
Yalnız benim dediğin semalarında süzülebilmeyi…
Öyle bir düştüm ki senden düşlerim de düştü,
Kan ağladı gözlerim…
Ve sen, önce planını yaptın asi cinayetinin
Ve sen, sonra gittin.
Giden için kalmakmı zordu,
Kalan için unutulmakmı!
Giden için aşkmı zordu,
Kalan için yaşamakmı!
Seni kaç kez yaşattım bende
Beni kaç kez öldürdün sende
Öyle bir düştüm ki senden düşlerim de düştü,
Kanadı yüregim…
Alıntı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder