31 Ağustos 2009 Pazartesi

Bir Şarkıdan Geçerken "masal perisi*"

“..elini son defa yanağıma koy../..istemiyorsan giderim..giderim..”

inandığım değerleri kaldırdım çeyiz sandığıma
sakladım../..kenarlarını tığla ördüğüm umutlarımın arasına
parmaklarımda naftalin kokusu
alışamadım unutulmaya

kaç yaşında sevdim ben bu yalnızlığı.?
hangi yürek öncüsü oldu ezinç taşkınlıklarımın..?
bana düşen artık susmaktır
toplamından taşıyorum iç acılarımın

defterimin arasında kurutulmuş anılar
yüzlerinde palyaço gülüşleri
kimbilir../..hangi sevdadan kalma

“..serin bir sonbahar akşamında söz../..ismini unutur silerim..silerim..”

isyan perdesini indirdi gece, suya yansıdı öksüzlüğüm
şehrin kapılarını tutsun bütün yıldızlar,
yoksa firar edip kaçacak hüznüm

sevdiğim erkekler geliyor aklıma
bir çocuk gibi usulca sokulup,
bir nehir gibi akıp giden erkekler

ama sen
son vurgunum../...en çok vurulduğum

veda mektubun hala cüzdanımda
biraz yırtıldı ve buruştu ama
tek kanıtı biten bir aşkın
yoksa../..kimse inanmıyor ayrıldığımıza

“..tuttuğun kalem olsa yüreğinin elleri.../..bir defa daha yazsa bebeğim...bebeğim..bebeğim..”

ah bu ben
grameri bozuk bir hikayenin içinde,
yüklemini kaybetmiş bir cümle gibiyim
sindire sindire yaşamalı ayrılıkları da
belki de bu yüzden../..hala aşık gibiyim


hangi kırgınlığın içinde boğuldu gülüşlerim...?
iğnesi kırılmış bir plak gibi dönüyorum olduğum yerde
ve şarkılarımı kusamıyorum
gücenik makamından eserler dinleyemediniz,
hepinizden özür diliyorum

“..eğer bir masal perisi girerse rüyalarına../..öldü dersin gül güzeli, tılsımını kaybetti..”

çok erken susturuldum
bu yüzden bu üç boyutlu sarhoşluklar
fasl-ı şahane yıkılışlar
alnımda eksik bir veda busesi,
mümkün değil../..sevilemez ayrılıklar

sol göğsüm../..yanık göğsüm
nasıl da zor sevgi aramak resimlerde
bir çocuk olsam kolaydı ama../..büyüdüm

“..uğruna döktüğüm gözyaşları için../..yağmurdan özür dilerim..dilerim..”

beni artık sevmeyin
tuza yatırdım gönlümü../..düşlerimin yanına
gözlerimde esrik bir sızı,
alışamadım unutulmaya

Pelin ONAY

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Edarella

Ayaklarım çıplak kaldı.
Külkedisi bendim..
O lanet kız ayakkabılarımı çaldı.
Şansa bak!
Küçücük kasabada sadece ikimizin ayağı aynıydı.
Şapşal prens anlayamadı...
Oturup balkabağının yanında ağlayacağımı sanıyorsanız,
Yanılıyorsunuz!!!
Diğer balo ne zamandı :)


-€daLinka-

Yangın Artıkları !

Yoruldum..
Kıvılcımlardan çıkacak yangın tahminlerinde bulunmaktan.
Sonra da söndürecek damlaları toparlamaktan
Çok yoruldum!!!

Ruhumun yedek parçalarını da tükettim üstelik..
Yapılabileceklerin hepsi yapıldı,
Söylenebilecek herşey tekrar olacak artık.
Yalnızlık dişlerimi birbirine çarptıaracak kadar soğuk..
Görünürde herşey kabuk bağlamış olsa da,
İçi yanıyor,acıyor hala.
Ben yandım!!!


-€daLinka-

13 Ağustos 2009 Perşembe

Bekle

Geleceğim bekle dedi

Ben beklemedim o da gelmedi

Ölüm gibi bir şeydi

Ama kimse ölmedi!!



Özdemir Asaf

Gidiyorum..!!

Bana kızma
Beni unutma...
Beni güzel hatırla...
Bu yazdığım son mektup
Farzetki bir deprem oldu
Yıkıp geçtim hayatını
Yada bir yangın oldum yaktım evini
Sonra kül oldum kaybolup gittim
Yada bir kabus idim senin için
Uyandın ve ben bittim...
Beni güzel hatırla...
Çünkü sevdim seni...
Alıştım imkansız oluşuna
Boynum omuzlarıma ağır geldi kaldırmadım
Beni güzel hatırla...
Binlerce mektup bıraktım sana
Şiirler yazdım mavi gözlerine
Çoğunu yakdım ...!
Sakladım içimde sevabını günahını
Sessizce gittim Senden
Sende anlamadın beni
Beni güzel hatırla...
Sana gülüşümü sonra sesimi bıraktım
En güzel şiirlerimi yaktım
Söylenmemiş türküler söyledim her köşede
Vedalar kahrolsun
Ne arasan bir sevdanın içinde
Fazlasıyla bıraktım ardımda
Beni güzel hatırla...
ağladığımı düşün
Yeşil gözlerine baka,baka
Şimdi senle yaşanan güzel günleri ateşe veriyorum
BENİ GÜZEL HATIRLA
Gidiyorum...

Alıntı

Babamdan Öğrendim..

Babamdan öğrendim,
yerde ekmek bulunca yüksek yere koymayı,

kuşlar yer derdi...

Hiç yiyeni görmedim.

Seni gördüğüm an ulaşabileceğim en yüksek yere koydum,Sevgilim!...

Şimdi nerdesin?

Kuşlar mı yedi?...
Alıntı
Kes Sesini Yüreğim..Sus..Sus İşte...